Boş Vaatler, Kurulamayan Hükümet ve Göç Eden Gençlik: Nereye Gidiyoruz?

9 Şubat 2025’te yapılan genel seçimlerin üzerinden aylar geçti. Kosova halkı sandık başına giderek, demokrasiye olan inancını bir kez daha ortaya koydu. Ancak seçimin üstünden geçen bu süreye rağmen, halkın iradesi doğrultusunda bir hükümet hâlâ kurulamadı. Bu durum, sadece siyasi istikrarsızlığa değil, aynı zamanda halkın siyasete olan güveninde de ciddi bir zedelenmeye  yol açıyor.

Bildiğiniz üzere bu seçimlerde ben de Kosova Demokratik Türk Partisi’nden milletvekili adayıydım. Seçim sürecinde ülkenin dört bir yanını dolaşarak gençlerle, kadınlarla, esnafla, birebir konuştum. Onların neye ihtiyaç duyduğunu, ne beklediğini sadece teoride değil; yüz yüze, göz göze yaşayarak gördüm. Bugün baktığımda, halkın bu büyük çabasının ve sandığa taşıdığı inancın boşa düşürüldüğünü görmek, bir ülke vatandaşı olarak ve bir aday olarak içimi acıtıyor.

Bugün gelinen noktada yaşanan hükümet kuramama krizi, sadece siyasi partiler arası bir uzlaşmazlık meselesi değil; siyasi etik ve halkla kurulan bağın zayıflığına işaret ediyor.

Seçimle gelen siyasi aktörlerin ilk sorumluluğu, seçmenin iradesini hayata geçirmektir. Ancak görüyoruz ki partiler, kişisel ya da bir grubun çıkarlarını göz önünde bulundurarak halkın önüne koydukları vaatleri bir kenara bırakmış durumda. Sandıkta verilen mesajın doğru okunmadığı çok açık!!
Bu noktada sorulması gereken soru şudur: Temsil yetkisini halktan alanlar, neden halkın temel ihtiyaçlarını ve beklentilerini aylarca askıya alabiliyor?

Halk Bekliyor, Ekonomi Bekliyor, Reformlar Bekliyor…

Kosova gibi genç bir ülkenin, bu kadar uzun süre bir hükümet krizine tahammülü yoktur!! Ekonomi duraksıyor, dış ilişkilerde belirsizlik artıyor, kamu hizmetleri sekteye uğruyor. Ayrıca belediyede bir sivil kayıt çalışanı olarak, gençlerin umutsuzlukla yurt dışına gitme çabalarına her gün şahit oluyorum. Umutlarını ve hayallerini valizlerine koyup başka ülkelerde aramak isteyen bu gençlerin gözlerindeki sessiz çığlığı görüyorum.

Peki bunun vebali kimde olacak?
Gençliğini kaybeden bir ülkenin sorumluluğunu kim üstlenecek?
Bu vebali nasıl taşıyacaksınız?
Oysa seçim sonrası süreç, yeni bir başlangıç olmalıydı…

Bu belirsizlik hâli, devlet kurumlarının karar alma mekanizmalarını felç ederken; halk, “Oyun ne faydası var?” demeye başladı bile. Bu cümle, demokrasimiz için en büyük alarmdır.

Peki, Çözüm Nerede?

Bence çözüm, tekrar seçime gitmek değildir. Çünkü halk zaten görevini yaptı, sandığa giderek iradesini ortaya koydu. Şimdi aynı halktan yeniden oy istemek, büyük bir haksızlık olur. Hangi yüzle halkın karşısına çıkacağız?

Çözüm, bir an önce hükümetin kurulması ve halkın taleplerine en kısa sürede yanıt verilmesidir. Beklentiler açık, ihtiyaçlar bellidir. Siyaset kurumu, artık görevini yerine getirmelidir.

Aksi takdirde yapılacak olan yeni bir seçim, ne halk için sağlıklı bir çözüm olur ne de ülkeye istikrar getirir. Tam tersine, güven kaybını derinleştirir ve demokrasiye olan inancı daha da zayıflatır.
Artık sorumluluk alma ve ülkeyi ileriye taşıyacak bir siyasi olgunluk gösterme zamanıdır. Halk, sabrını çoktan ortaya koydu. 
Şimdi sıra temsilcilerde!!

Cennet SAYHADİ ZUBAN

KDTP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi / Milletvekili Adayı