Bu cümle Türkiye’de yüksek eğitim almış pek çok arkadaşımız için tanıdık olsa gerek. Özellikle eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’de kalmak istediğini açık veya örtülü bir şekilde belli eden pek çok arkadaşımız muhtemelen bu cümle ile karşılaşmıştır. Kastedilen eğitimli gençlere Kosova’nın çok ihtiyacı olduğu ve bu gençlerin mutlaka ülkelerine dönmeleri gerektiğidir. Fakat bu ihtiyacın detayları ve atılacak sonraki adımlar biraz belirsizdir. Bir kelebek hikayesi okumuştum. Bu durumu çok güzel anlatıyor. Özetle şöyle diyordu: Bahçenizde kelebek istiyorsanız öncelikle çiçekleriniz olmalı...
Onlardan birisi olarak yurt dışında ve özellikle Türkiye’de eğitim almış gençler adına konuşabilirim diye düşünüyorum. Bu arkadaşlarımızın büyük bir kısmı çok iyi eğitim aldılar ve zorlu/stresli koşullar altında sınavlarını geçerek alın terleriyle diplomalarını almaya hak kazandılar. Bazen hocalar tarafından bu zorluklar belki de abartı düzeyine çıkabiliyor. Bunun dışında farklı bir yerde yaşamanın, tek başına sorumluluk bilinci öğrenmenin, dünyanın farklı yerlerinden insanlar tanımanın, farklı fikirler ile karşılaşmanın kişisel gelişime pek çok katkısı var. Artık eskisinden çok daha farklı bir insan haline geliyorsunuz. Özetle bu insanlara gerçekten hem genel anlamda Kosova’nın hem de özellikle Kosova Türk toplumunun çok ihtiyacı var.
Ancak sadece “size orada ihtiyaç var” diyerek tüm meselenin çözülmediği ortada. Çünkü bu arkadaşlar Kosova’ya geldiğinde çeşitli zorluklarla ve bazen hayal kırıklıklarıyla karşılaşıyorlar. Bu sorunun en büyük kaynaklarından birisi de dil bariyeridir. Bu konuda atılması gereken adımlar hem Arnavutça’nın iyi bir şekilde öğrenilmesi için olanakların artırılması hem de merkezi düzeyde uygulanan sınavlara talep halinde Türkçe seçeneğinin eklenmesidir. Devlet memurları, hukuk meslekleri, polis ve askerlik için yapılan sınavlara Türkçe seçeneği eklenirse bu gençlerin Kosova toplumuna uyum sağlaması çok daha kolay olacaktır. Bunun için yasa değişikliklerine ihtiyaç var. Fakat bunlar yine de hayata geçmesi imkansız talepler değil.
Özellikle onların sesi olmak adına temsilci adaylığını kabul etmiş bulunuyorum. Eğer ki seçilirsem birinci önceliğim onların yaşadığı sorunları çözüme kavuşturmak için mücadele etmek olacaktır. Adil ve demokratik bir seçim olmasını dileyerek aynı çağrıyı diğer tüm adaylara da yapmak istiyorum. Bunun için “sandıkta size ihtiyacımız var!”.
Saygılar sunarım.
İbrahim Ömer.
Hukukçu/milletvekili adayı.